Mevduat faizleri kanatlanıp uçacak! Uzman ekonomistler açıkladı

Bankada parası olanlara uyarı! Mevduat faizlerinde son durum ne? Uzmanlar gidişat hakkında neler söylüyor? Mevduat faizleri yükselecek mi yoksa düşüşe mi geçecek? İşte merak edilen tüm detaylar…

Merkez Bankası likidite fazlasının mevduat faizlerinde düşüşe yol açmasını önlemek amacıyla bir dizi önlem aldı. Bu çerçevede zorunlu karşılık oranlarında ve döviz kredilerinde sınırlandırma getirilerek piyasadaki likidite dengelenmeye çalışıldı. Peki mevduat faizlerinde artış yaşanacak mı?

Bankaların mevduat durumunda şu an ki durum ne?

Merkez Bankası’nın aldığı bu önlemler bankaların ellerinde bulundurdukları fazla likiditeyi azaltmayı hedefliyor. Bu durum bankaların daha fazla mevduat çekmek için faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor. Özellikle zorunlu karşılık oranlarının artırılması bankaların likidite ihtiyaçlarını karşılamak için daha yüksek faizler sunmalarına neden olabiliyor.

Döviz kredilerine getirilen sınırlandırma ise bankaların döviz üzerinden borçlanma kapasitesini kısıtlayarak TL cinsinden mevduatlara olan talebi arttırıyor. Bu da mevduat faizlerinin yükselmesine yol açıyor. Uzmanlar bu tedbirlerin piyasalarda kısa vadede bir sıkışmaya neden olabileceğini ancak uzun vadede faiz oranlarını artırabileceğini öngörüyor.

Önümüzdeki dönemde bankaların mevduat faizlerini artırarak tasarruf sahiplerini cezbetme çabalarını artıracağı düşünülüyor. Bu da bankada parası olanlar için daha yüksek getiriler anlamına geliyor.

Döviz kredi büyümesine % 2 sınırı

Merkez Bankası politika faizini % 50’de sabit tutarken mevduat faizlerine yönelik endişeleri gidermek amacıyla önemli adımlar attı. Türk Lirası mevduat ve kur korumalı mevduatlar için zorunlu karşılık oranları yükseltildi. Ayrıca döviz kredi büyümesine % 2 sınırı getirildi.

Ekonomistler bu makro ihtiyati tedbirlerin mevduat faizlerindeki düşüşü önlemeyi amaçladığını belirtiyor. Bu adımlar bankaların müşterilerine daha fazla TL mevduat önermelerini teşvik ediyor. Özellikle kur korumalı mevduat düzenlemesi ile bankalar TL mevduatlarını artırmayı hedefliyor.

NTV yayınında konuşan Doç. Dr. Levent Yılmaz döviz kredi büyümesine ilişkin düzenlemenin önemini vurguladı. Yılmaz TL krediye erişimin zorlaşması döviz kurundaki istikrarlı seyir ve kur beklentilerinin sabit kalmasının döviz kredilerini işletmeler için cazip hale getirdiğini belirtti. Bankaların TL kredi büyüme sınırı nedeniyle müşterilerine döviz kredisi vermeye başladığını ve döviz kredi talebi ile arzının kesiştiğini ifade etti.

Faiz oranı 360 baz puan artışla % 50,8’e yükseldi

2024 başından itibaren döviz kredilerdeki büyümenin ilave 20 milyar doları aşarak toplamda 145 milyar dolara ulaştığını ve finansal istikrarı tehdit ettiği için endişe yarattığını söyledi. Bankacılar zorunlu karşılık adımlarının ardından piyasadan 500-800 milyar lira arasında likiditenin kalıcı olarak çekilmesini bekliyor.

Piyasanın Merkez Bankası’na ilk tepkisi olumlu oldu. Likidite adımlarıyla gecelik faizler birkaç gün aranın ardından yeniden politika faizinin üzerine çıktı. Perşembe günü gecelik faiz oranı 360 baz puan artışla % 50,8’e yükseldi.

Merkez Bankası’nın rezerv birikimindeki rekor hız piyasada TL arzını artırmış ve bu durum gecelik faizleri ve mevduat faizlerini baskılamıştı. Gecelik faizler Merkez Bankası’nın faiz koridorunun alt bandı olan % 47’ye yaklaşmıştı. Sistemin likidite fazlası perşembe itibarıyla yaklaşık 600 milyar liraya ulaşmıştı.

Piyasadaki likidite fazlası mevduat faizlerini baskı altında tutuyordu. Mevduat faizleri Merkez Bankası’nın politika faizinin altına düşmüştü. Bankaların küçük mevduat sahiplerine sunduğu faiz oranları % 45-50 bandında seyrediyordu.

Ekonomistlere göre Merkez Bankası’nın aldığı yeni tedbirlerin etkisi önümüzdeki hafta hissedilmeye başlanacak. Doç. Dr. Levent Yılmaz “Önümüzdeki haftadan itibaren mevduat faizlerinde yukarı yönlü hareketler görmeye başlayacağız. Küçük mevduat sahiplerinin faiz oranları % 50’nin üzerine çıkacaktır” şeklinde değerlendirdi. Uzmanlar mevduat faizlerinin önümüzdeki dönemde kademeli olarak yükselebileceğini öngörüyor.